“Sigortalanma oranımız üç kat artmalı”
Esin ÇETİNEL
Tüm dünya her yıl şiddetini artıran doğal afetlerle büyük mal ve can kayıpları yaşıyor. Depremler, fırtınalar, kasırgalar, sel vakaları artarken, bunların şiddetleri ve verdiği zararlarda katlanarak artıyor. Bu da katastrofik risk denen bu doğal afetlere yönelik sigortaya olan talebi artırıyor. Ancak öncelikle bir deprem ülkesi olan ülkemizde ise bu oranlar maalesef gelişmiş ülkelerin seviyesinden çok uzakta.
Türkiye’de 2022 verilerine göre kişi başına düşen poliçe adedinin 1,48 gibi son derece düşük seviyelerde kaldığına dikkat çeken BNP Paribas Cardif Türkiye CEO’su Cemal Kişmir, “Ancak bu rakamın içinde konut, iş yeri, sağlık, hayat dahil tüm sigorta branşları var. Bu oranın mevcut halinin üç katı seviyede olması gerekir.
Sadece hayat sigortalarına baktığımızda 18 – 65 yaş arasındaki nüfusa göre sigortalanma oranı 2022’de %17’dir. Gelişmiş bir ekonomide bu oranın en az %50 olması gerekir” diyor. Oysa ki sigorta sektörünün, kişilerin gündelik hayatlarına dair gözledikleri riskleri satın alarak bireyleri bu çerçevede özgür ve güçlü kılma görevini üstlendiğine dikkat çeken Kişmir, sözlerini şöyle sürdürüyor; “Bu nedenle sigorta sektörünün büyümesi, karlılığı veya sağlamlığı; toplumumuzun olası risklerde daha güçlü bir şekilde ayakta kalmasını teminat altına almak anlamına da geliyor.
Özellikle ‘katastrofik risk’ diye tanımlanan deprem, sel, fırtına gibi geniş kitleleri ve coğrafyayı etkileyen risklere karşı, sigorta en temel güvence olarak ortaya çıkıyor. Son olarak ülkemizin 11 ilini doğrudan etkileyen büyük deprem felaketi ile konut ve hayat sigortaları başta olmak üzere, sigortalanmanın önemi bir kez daha anlaşıldı. Bir ülkenin ideal sigorta oranlarına gelmesi, olası bir felakette ülkeyi güvence altına alarak önemli bir kaldıraç görevi görecektir.”
Hayat’a ilgi arttı
Kişmir’e göre özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde hayat branşında sigortalanabilir nüfus potansiyeli çok yüksek. Kişmir, “Özellikle hayat sigortacılığındaki bilincin artması ile önümüzdeki dönemde krediden bağımsız olarak bireylerin kendi ihtiyaçlarına yönelik hayat sigortaları taleplerinin artmaya başladığını gözlemliyoruz. Krediden bağımsız hayat sigortası taleplerinde bireylerin; kapsamlı hayat sigortası ile içinde tehlikeli hastalıklar, iş göremezlik, maluliyet, tedavi masrafları gibi vefat dışında güçlü ek teminatları olan poliçelere ilgileri olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
BNP Paribas Cardif ’in hayat sigortacılığı alanında farklı içeriklere sahip ürünlerinden bahseden Kişmir, bu ürünlerle sigortalıları ciddi risklere karşı koruma altına almayı hedeflediklerini belirterek, “Örnek olarak, sektöre kazandırdığımız ‘Hayatım Yolunda’ sigorta çözümümüz ile sahip olunan standart hayat sigortası teminatlarına ek olarak, sigortalının kaza sonucu vefatı durumunda varislerine, hem ‘kaza sonucu yaşam kaybı teminatı’ hem de ‘normal yaşam kaybı teminatı’ sunarak, iki kat tazminat ödüyoruz. Diğer taraftan; kanser, kalp krizi, inme gibi tehlikeli hastalıklar da sigorta kapsamında yer alıyor. Üstelik tehlikeli hastalıklar teminatının kullanılması ve tazminat ödemesi yapılması durumunda, poliçe diğer teminatlar için yürürlükte kalmaya devam ediyor” dedi.
“Prim iadeli hayat sigortasına ilgi arttı”
BNP Paribas Cardif’in “Kazançlı Yarınlar Prim İadeli Hayat Sigortası” ürününe beyaz yakalılar yoğun ilgi gösterdiğini söyleyen Cemal Kişmir, “‘Bu ürünümüzde sigorta süresi içerisinde yaşam kaybının gerçekleşmesi durumunda sigortalının geride kalan sevdiklerine ABD Doları endeksli vefat teminatının TL karşılığı ödeniyor. Hayatta olması halinde ise primler yine dolara endeksli olarak sigortalı tarafından geri alınıyor. Poliçe sahipleri, ödedikleri primleri, gelir vergisi matrahlarından indirebiliyor” dedi.